Doktor Adayı AHMET

Ben, işçi bir babayla ev hanımı bir annenin beş çocuğundan biriyim. Çok zor şartlar altında büyüdüm. Yaz tatilleri, ‘okul masraflarımı çıkartabilmek üzere çalışmak zorunda olduğum dönemler’ demekti benim için. En zoruma gidense, annemin, işten döndüğümde bana bakıp bakıp durumuma üzülüşleriydi. Neredeyse salt bu yüzden -annemi mutlu kılabilmek için- üniversite sınavında başarılı olmak istiyordum. Hem annem doktor olmamı istiyordu, hem de benim çocukluk hayalimdi tıbbiye.
Herhangi bir dershaneye gidemeden; ama koşullarla mücadele ederek ve başarılı olacağıma alabildiğine güvenerek Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden birinin tıp fakültesini kazandım. Bu sonuç, benim için, istenirse her şeyin başarılabileceğine ilişkin bir göstergeydi gerçekte. Oysa yakın çevremde yaşayanlar arasında ne bana yol gösterebilecek bir öncü vardı ne de örnek alabileceğim başarılı birileri.
Şimdi, arkama dönüp de baktığımda gördüğüm o ki benim konumumdaki biri hayatta başarılı olabilmekteyse, herkes istediği her şeyi başarabilecektir.